Kayıtlar

Mayıs, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Düştüğün Yerden Kalkacaksın

Resim
  Düştüğün Yerden Kalkacaksın ''Düşmek hiç ayıp değil kalkmasını bil Ve acele et önce, şu gözyaşını sil Düştüğün yer burası ve yükselişin yine buradan olacak. Bunun için önce gözündeki perdeleri aralayıp "hayret" e   uyanman gerek. Hayret'e uyanmak için önce varlığa, varoluşa, eşyaya, olaylara, hayata, insanlara, ağaca, kuşa, suya, toz tanesine alışıldık, bayat gözlerle, bilimin kafanı ve gönlünü buzdolabına koyan dondurucu tanımlarıyla bakmaman gerek. Düşünmek, düştüğün yerin farkına varıp düşmeden önceki yerinin düşünü görmek demektir. Yüksel ki yerin bu yer değildir Dünyaya gelmek hüner değildir'' demiş yusuf özkan özburun kitabında. Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biri, sizlere kitabından bir derleme sunmak isterim. Doğu-Batı Tasavvurunda sunulan dünya görüşü ve insan modeline göre bir ayrışma vardır. Bu ayrışmayı kitapta çok güzel özetlemiş yazar, "Mitolojinin karşısında Esmaül-Hüsna'nın, Teslis'in karşısında Tevhid'in,  Ta

Bayram "Bayram" Olsun diye

Resim
  Bayram güzel bir fedakarlığın sonucu hissedilen coşku diye tabir edilebilirse de bayramı "bayram" yapmak bizim elimizde. Bugünlerde Kudüs için üzülüyoruz, dünyada Müslüman ülkelerin bir kısmı tepki bile vermiyorken, bizler elimizden gelen tepkiyi  sosyal medya aracılığıyla yapmaya çalışıyorken, dünyada diğer halklar bu zulme karşı sessiz kalıyorken,  bayramı maalesef ağız tadıyla yaşayamıyoruz.  Diğer bir taraftan; Bayramın hak edilmesi de bir mümin için en önemli unsurlardan biridir. Peki nasıl hak edilir bayram? Oruç hakkıyla tutulur, (sadece besinlerden belirli saatler uzak kalınarak değil tabii ki) boş söz ve davranışlardan uzak kalınarak,  hayatımıza anlamlı alışkanlıklar katarak, mesela anlayarak Kuran okumak, namazlarımızı daha içten bir hissiyatla kılmak, dualarımızda daha samimi olmak,  paylaşmanın tadına varmak, (ama en sevdiklerimizden vererek) bu gibi güzel hasletleri hayatımıza daimi olarak katarak devam ediyorsak; bayram gerçek manayla yaşanmış olur diye düşün

İyilik

Resim
                                                            İyilik Kime göre neye göre iyilik? Nasıl iyilik? Bizi Yaratan'a göre iyilik? Dini ve ahlaki değerlere göre iyilik tanımı üzerinde durmak istiyorum. Çoğunlukla kötülükler haber olma fırsatını yakalıyor maalesef günümüzde. Bizler de kötü haberlere maruz kalarak zaman zaman ümidimizi yitirebiliyoruz. İnsanlıktan, dünyadaki kötülüklerin artmasından dem vuruyoruz kendimizce. Peki acaba susarak ve bekleyerek iyi sandığımız kendimiz, kötülüğe engel olmayarak iyi kalabiliyor muyuz? Bu konuda  güzel bir kitap okudum şöyle de anlamlı bir sözü var;  Pasif iyi Aktif Kötünün Teşvikçisidir. Beni gerçekten derinden etkileyen bu söz hepimizin yapacağı şeyler olduğu uyarısını yapıyor bizlere.  Sadece kendine iyi olmak yetmiyor,  başkalarına iyilik yapmak da yetmiyor, kötüye engel olmak gerek diyor kitapta. Bu noktada Kuran-ı Kerim'e Rabbimizin sözlerine kulak verelim diyorum. Allah bize iyi olmanın nasıl olduğunu anlatıyor aslında; Bak

Psikolojik Tespitler Serisi 1

Resim
Psikoloji üzerine okuduğum kaynaklarda genel olarak kişinin kendisini sevmesinin ne kadar önemli olduğu vurgusu yapılır. Bu gerçekten çok önemlidir. Öz değerinin farkında olmayan kişi devamlı başkalarını memnun etmeye çalışır. Mutlu olamazlar. Şunun bilincinde olmak gerekir; Her zaman onay vermez insanlar. Kendi otokontrolü olan kişiler kendilerini kendi ahlaki veya dini değerlerine göre check etmesi yerinde olur. "Bu tavrım ahlakıma uydu tamamdır onay gelmesine gerek yok" diyebilmelidir. Biz hepimiz ayrı ayrı biriciğiz, Allah hepimizi biricik yarattı, bir başkasının onayına ihtiyacımız yok her konuda. Yeter ki biz doğru inancı arayalım ve ahlaki melekelerimiz aktif olarak çalışıp, bizi doğruya yöneltsin. O zaman kendine öz güveni olan bireyler oluruz. Burada ince bir çizgi var yalnız. Öz güvenli olalım derken tevazuyu elden bırakmayalım. Allah'ın en sevmediği kişilik özellikleri kibirdir biliyorsunuz. Aşağıdaki ayet grubunda bir örnek vermek istedim. LOKMAN  SURESİ ﴾16﴿

"Kişisel Gelişim" Aforizması

Resim
                                                                                           "Kişisel Gelişim" Aforizması Bugüne kadar bir çok kişisel gelişim kitabı okudum ve bir çok podcast/video dinledim ve izledim. Oldukça faydalı yanları olmasının yanı sıra bazı yan etkileri olduğunu düşünüyorum. Çoğunlukla "ben merkezci" bir yaklaşım, ötekinin acısını kederini veya problemlerini görmezden gelinip, kişisel başarıya vurgu yapılarak, bencil bir hayat tarzı vurgusu yapıldığını  düşünüyorum. Kişisel başarı için çatışma kültürü pompalanıyor adeta. İş yerlerinde bile var bu. Arkadaşının kuyusunu kazmak normal bir şey haline geldi. Halbuki ne ahlaken ne dinen böyle bir yaklaşımın  savunulması ve uygulanması doğru değil. Performans toplantıları adeta diğerinin yanlışlarını üstüne şikayet etmenin bir yeri haline geliyor. Profesyonellik adı altında yapılıyor bu. Neyse bu konuyu daha sonra detaylandırmak isterim. Asıl konuya dönersek kişisel gelişim kitaplarının dahi gerçek

Dua

Resim
                                                                               Dua Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size niye değer versin. Furkan 77 Konuya bir ayetle başlamak yerinde olur sanıyorum.  Ayetten de anlaşılacağı üzere insanın yaratılış gayesi "dua" dır. Dua, müminin ilacıdır, silahıdır.  Ama nasıl dua?  Kuran-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde nasıl dua edileceği ile ilgili şu hususlara rastladım, paylaşmak isterim;  Fatiha suresi 5: Ancak sana kulluk eder, ancak senden yardım dileriz.  (Sadece Allah'tan yardım dileriz) İsra 11: İnsan, şerri de hayrı istediği gibi ister. İnsan pek acelecidir! (Allah'tan herşeyin hayırlısını dilemeliyiz) Rad 14: Dua edilmeye lâyık olan O’dur. O’nun dışında el açıp dua ettikleri şeyler, onların hiçbir isteğini karşılayamazlar. Onlar ancak, ağzına gelsin diye iki avucunu suya doğru açıp yalvaran kimse gibidir.  Halbuki bu yoldan su asla onun ağzına gelecek değildir. Kâfirlerin duası hep boşa gider . (Duanın kabulü içi

Serbest Blogger Olma Yolunda😊

Resim
Merhabalar, İlk blog yazım olduğu için heyecan duyuyorum. Aslında blog yazarlığı üzerine eğitim aldım ve bir konu hakkında genel olarak bilgilendirici yazılardan oluşması gerektiğini biliyorum. Ancak ben farklı olsun istiyorum. Daha serbest, anlaşılır ve günlük dil kullanmayı tercih edip, okuyucuyu kasmadan keyif alarak okumasını istiyorum. İlgilendiğim alanlar ilginizi çekerse beni takip edebilirsiniz. Din, Psikoloji, Felsefe, Bilim, Sosyoloji alanlarında okumayı/dinlemeyi tercih ediyorum. Bir endüstri mühendisi olmama rağmen sosyal alanlarda okumaktan zevk duyuyorum. Naçizane edindiğim bilgilerden derlemeler yapmak niyetindeyim.  İnşallah bu ilk adımım hayır getirir ve devamı gelir. Sevgiler,