İyilik

                                                           İyilik

Kime göre neye göre iyilik? Nasıl iyilik? Bizi Yaratan'a göre iyilik? Dini ve ahlaki değerlere göre iyilik tanımı üzerinde durmak istiyorum.

Çoğunlukla kötülükler haber olma fırsatını yakalıyor maalesef günümüzde. Bizler de kötü haberlere maruz kalarak zaman zaman ümidimizi yitirebiliyoruz. İnsanlıktan, dünyadaki kötülüklerin artmasından dem vuruyoruz kendimizce. Peki acaba susarak ve bekleyerek iyi sandığımız kendimiz, kötülüğe engel olmayarak iyi kalabiliyor muyuz? Bu konuda  güzel bir kitap okudum şöyle de anlamlı bir sözü var;  Pasif iyi Aktif Kötünün Teşvikçisidir.

Beni gerçekten derinden etkileyen bu söz hepimizin yapacağı şeyler olduğu uyarısını yapıyor bizlere.  Sadece kendine iyi olmak yetmiyor,  başkalarına iyilik yapmak da yetmiyor, kötüye engel olmak gerek diyor kitapta.

Bu noktada Kuran-ı Kerim'e Rabbimizin sözlerine kulak verelim diyorum. Allah bize iyi olmanın nasıl olduğunu anlatıyor aslında;

Bakara Suresi, 177. ayet: Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır. 

Yani iyi olmanın ilk kuralı iman etmekten geçiyor. Hani hepimizin ilkokulda ezberlediği imanın esasları işte, önce iman edilmesi gerekenlere iman etmek, sonra yapılması gereken ibadetlerin yapılması, ve her şeyden önemlisi yaptığımız ibadetlerin bizi ahlaklı birer iyi insan yapması gerekiyor ki önce Allah bizi sevsin sonra da kullar sevsin. (Mazallah Maun suresinin muhatabı olmayalım. Vay o namaz kılanların haline...yani ibadetin bizi iyi insana dönüştürmemesi halinde)

Sevgi olmadan bu dünya anlamsız, klişe ama çok doğru. Hepimiz sevilmeye öyle açız ki. Bu sevgi açlığını helal yollardan doldurmamız gerekiyor. Allah'ın iyi kulları arasına girelim ki Allah da bizlere bu yolda yardımcı olarak dostlar çıkarsın karşımıza. 

Vermenin iyilikle doğrudan ilişkisi bulunmaktadır. Bakın ayette ne diyor?

Bakara Suresi, 195. ayet: Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.

Verince alıyor insan aslında. Hem maddi hem manevi olarak geri dönüşümü muhakkak oluyor. 

Burada şu konuyu da dile getirmek isterim, karşılık bekleyerek iyilik yapmak iyilik olmuyor aslında, sanki borç veriyor gibisiniz o zaman. Allah rızası için hiç bir karşılık beklemeden yapılan iyilik gerçek iyiliktir dinimize göre. Aşağıdaki ayetler de yapılan iyiliklerin karşılık beklemeden yapıldığında mükafatlandırılacağı sözü veriliyor bizlere.

İnsan 9: Derler ki: “Biz sizi Allah rızâsı için doyuruyoruz. Yoksa sizden ne bir karşılık bekliyoruz, ne de bir teşekkür.”

Leyl 19: O, birinden iyilik görmüş de onun karşılığını veriyor değildir.

Leyl 21: Sonunda bu gâyesine kavuşacak, yaptığının mükâfatıyla hoşnut olacaktır.

Özetle; pasif iyi olmak yeterli değildir, sadece kendine iyi olmak asla yeterli değildir. Hiç kimseye zararı yok kendi halinde biri deriz, Bu güzel bir şeydir ancak yeterli değildir.

Bunca kötülük ayyuka çıkmışken öylece duramayız, durmamalıyız. Hepimizin yapacağı muhakkak bir şeyler vardır. Birbirimizden sorumlu olduğumuzu ve muhakkak ahirette birbirimize şahit olacağımızı unutmayalım. İnşallah iyilikte yarışan kulların arasına girer, güzel şahitler bırakarak göçeriz bu dünyadan.

Amin🌿